14 Nisan 2016 Perşembe

ÇAVDAR TARLASINDA ÇOCUKLAR

''Hayat tabii ki bir oyundur evladım. Hayat kurallara göre oynanması gereken bir oyundur.''
-Evet, efendim. Öyledir biliyorum. (Oyunmuş, kıçımın kenarı. Oyun öyle mi? Tüm asların bulunduğu takımdaysan, oyun o zaman, tamam; kabul ederim. Ya öteki takımdaysan, as oyuncu filan yoksa, oyunla ilgisi kalır mı bunun? Hiç yani. Yok oyun moyun.

İnsanlar bazen, bir şeyin tümüyle doğru olduğunu sanırlar.

İşin gülünç yanı; bir yandan böyle palavra sıkarken, bir yandan da başka birşey düşünüyordum. Ben New York'luyumdur. Central Park'taki gölü düşünüyordum, şu Güney Central Park'taki yapay gölü. Göl donup buz tuttuğunda, ördeklerin nereye gittiğini merak ediordum. acaba, biri kamyonla gelip onları hayvanat bahçesi gibi bir yerlere filan mı götürüyordu, yoksa kendileri mi uçup gidiyordu?

Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.

Bazı şeyler olduğu gibi kalmalı. Elinizde olsa da, onları büyük cam vitrinlere koyup oldukları gibi kalmalarını sağlayabilseniz.

Bir insan öldü diye onu sevmekten vazgeçmek zorunda mısın, Tanrı aşkına; özellikle de hayatta olanlardan bin kez daha iyi kalpli bir insansa?

Rastlarsa biri birine, çavdarlar arasında..

Büyük bir çavdar tarlasında oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta -yetişkin hiç kimse yani- benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim. Çılgınca bir şey bu, biliyorum, ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim.

Olgunlaşmamış insanın özelliği, bir dava uğruna soylu bir biçimde ölmek istemesidir, olgun insanın özelliği ise bir dava uğruna gösterişsiz bşr biçimde yaşamak istemesidir.

Bu dünyaya yalnızca iyi eğitilmiş insanların ve bilim adamlarının katkıları olabilir demeye çalışmıyorum. Ama diyorum ki, iyi eğitim görmüş insanlar ve bilim adamları, başlangıçta zeki ve yaratıcı iseler, yalnızca zeki ve yaratıcı olan insanlara kıyasla, arkalarında daha değerli şeyler bırakıyor gibiler.

Sakın kimseye birşey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.



J.D. SALINGER


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder