11 Ağustos 2016 Perşembe

GÜNEŞİ UYANDIRALIM

Hep peşimden gelmek isteyen o eski acıyı anımsıyordum. Yeniden Zeze olmak, bir şeker portakalı fidanını edinmek, Potuga'yı yine yitirmek mi?

-'İnsanları sevmekten pek hoşlanmıyorum. Sevdim mi de ölmelerinden korkuyorum.''
-''Sevdiklerinden çok ölen oldu mu?''
-''Çok değil, hayır. Yalnızca bana sevgisiz hayatın beş para etmediğini öğreten bir adam.''

İnsan yüreğinin acımadığı söylenir, ama benim yüreğim acıyordu.

-''Sen çok düş görüyor musun Maurice?''
-''Pek seyrek. İnsan kocaman bir adam olur, hayatta yolunu çizer ve nesneler değişir.''

Dua etmek, Tanrı'yla gevezelik etmektir. Acele etmeden, küçük, sevimli bir söyleşidir.

İnsanlardan verebileceklerinin çoğu istenemez.

Acı korkunç bir şeydi! Neden bir anda gelmiyordu, neden büyük bir acı geldiği gibi hemen geçmiyordu?

İnsan bağışlarken her şeyi unutuyor. Ama yalnızca unutmakla, pek çok kez insan yeniden anımsamaya başlıyor.

Mutluluk bu olmalıydı. İnsanların birbirine ufak tefek ve hoş şeyler anlatması.

Mutlu olmak dedikleri ne? Kim bilir? Mutluluk zaman gibidir, hareketsizdir ve insanlar gelip geçerler.

Yalvarırım söyle bana Adam, büyük insanlar güneşi nasıl uyandırabilir?



JOSE MAURO DE VASCONCELOS

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder