18 Ekim 2016 Salı

BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK

Bir insanı anlayabilmek için o insanın baktığı açıdan bakmayı becerebilmelisin.

Bazen bir adamın elindeki İncil.. babanın elindeki içki şişesinden daha tehlikeli olabilir.

İnsanların başına ne geldiğini asla bilemeyiz. Kapalı kapılar ardında evlerde nelerin olup bittiğini, ne sırların gizlendiğini...

İstediğin kadar saksağanı vur vurabilirsen ama unutma, bülbülü öldürmek günahtır.

Başka insanların yüzüne bakabilmek için önce kendi yüzüme bakabilmeliyim. Çoğunluğa bağlı olmayan tek şey insanın vicdanıdır.

''Gerçek cesaretin ne olduğunu bilmeni istiyordum, gerçek cesaretin eli tüfekli bir adamla ilgisi olmadığını. Daha başlamadan yenildiğini bile bile başlamak ve her ne pahasına olursa olsun sonuna kadar devam etmek olduğunu. Nadiren de olsa bazen kazanırsın.

İnsanlar kendilerinden daha çok şey bilen birini çevrelerinde görmekten hoşlanmazlar.

İnsanın hiçbir şekilde değiştiremeyeceği koşullarda yalan söylemesi gerekir.

Bazı zenciler yalan söyler, bazı zenciler ahlaksızdır, kadınlarımızın yakın çevresindeki bazı erkeklere güvenmememiz gerekir -ister siyah olsun ister beyaz. Ama her türlü insan soyu için geçerlidir, belli bir insan soyu için değil. Bu mahkeme salonunda hayatında hiç yalan söylememiş, ahlaksızca bir şey yapmamış kimse yoktur.

Bazı insanların bizi inandırmaya çalıştıkları gibi insanlar eşit yaratılmamıştır... Bazıları daha zekidir, bazı insanlar doğuştan kazanılmış daha fazla olanağa sahiptir, bazı insanlar ötekilere göre daha fazla para kazanır, bazı kadınlar diğer kadınlara göre daha iyi kek yapar.. Bazı insanlar pek çok başka insanın normal kapsama alanına girmeyen yeteneklere sahiptir. Ama bu ülkede insanlar ancak tek bir durumda eşit yaratılmış kişiler haline gelirler- bir yoksulu Rockfeller ailesinin bir ferdiyle, bir budalayı Einstein ile, cahil bir kişiyi bir kolej müdürüyle eşit gören bir tek kurum vardır. Bu kurum da hukuk kurumudur.

Tom Robbinson'un davası insanların yüreklerindeki gizli mahkemelerde görülmemişti.

Zulüm önyargılı insanlardan kaynaklanır.

Kendinizi bir adamın yerine koymadıkça, o adamın yerinde olmanın nasıl bir şey olacağını anlamaya çalışmadıkça o adamı gerçekten tanımazsınız.




HARPER LEE